Not: Buradaki içerik izlediğiniz videoya ait metindir. Bu video içeriği doktor muayenesi yerine geçmez, en doğru kararı çocuğunuzu değerlendiren doktor verebilir. Bu yazı tek başına tıbbi bir öneri değildir, kişisel tecrübeler ve bazı çalışmaların verilerine dayanılarak yazılmıştır. Doktor muayenesi ve gereğinde tetkikler olmadan bu tür kararlar verilemez. Sadece bu yazıyı okuyarak yapılan uygulamalar sonucu herhangi bir olumsuzluk ortaya çıkarsa makalenin yazarı herhangi bir sorumluluk kabul etmez.
Merhaba sevgili anne ve babalar, bugünkü konumuz “Ateş Düşürücüler”. Google’a “Ateş düşürücüler gizli düşmanımız” şeklinde arama yaparsanız, konuyla ilgili detaylı bir makaleme ulaşabilirsiniz. “Gizli düşmanımız” ifadesini belki biraz abartılı bulabilirsiniz, ancak araştırmalara göre ateş düşürücülerin faydadan çok zarar getirdiği bir gerçek.
Ateş düşürücüler ölüme neden olabilir mi?
Doğrudan ölüme neden olmazlar, ancak bu konu hakkında birçok araştırma bulunmaktadır. Özellikle ağır enfeksiyonlara yakalanan hastalar üzerinde yapılan çalışmalar, ilginç sonuçlar ortaya koymuştur.
Yoğun bakımda ağır enfeksiyon (sepsis) nedeniyle tedavi gören hastalar arasında, ateş düşürücü verdiğimiz ve vermediğimiz hastalar karşılaştırılmıştır. Bu araştırmalar ateş düşürücü verilen hastalarda ölüm oranının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Ateşi düşürülmeyen hastaların ise daha iyi bir iyileşme şansına sahip olduğunu araştırmacılar belirlemiştir. Bu sonuçlar, araştırmacılar hem insanlar üzerinde yaptıkları çalışmalarda hem de deneysel sepsis fare deneylerinde teyit etmişlerdir.
Türkiye’de ateş korkusu neden bu kadar yaygın?
Türkiye’deki ateş korkusunu anlamak için geçmişe bir bakış atmak gerekiyor. Yaklaşık 40 yıl kadar öncesine gittiğimizde, menenjit aşılarının henüz bulunmadığını görüyoruz. Menenjit, ciddi bir enfeksiyon türüydü ve özellikle çocuklarda tehlikeli sonuçlara yol açar. Bu yüzden insanlar hala, basit ateşli havaleler ile menenjit arasındaki farkı ayırt etmekte zorlanıyorlar.
Menenjit sıklıkla ateşli bir enfeksiyon ve bu enfeksiyon sırasında ortaya çıkan havaleler, çocukları ileri yıllarda sakat, zeka özürlü bırakabiliyordu. Ancak burada önemli bir ayrım yapılması gerekiyor: Bu çocuklar ve insanlar ateş nedeniyle sakat kalmıyorlardı. Asıl etkileyen faktör enfeksiyonun kendisi ve buna bağlı olarak gelişen havaleler. Yani ateş, sadece bir belirti; asıl sorun beyin enfeksiyonu.
Bu geçmiş deneyimlerin etkisiyle, insanlar ateşi hala tehlikeli bir durum olarak algılayabiliyorlar. Oysaki günümüzde modern tıp ve aşılar sayesinde menenjit gibi ciddi enfeksiyonlar artık neredeyse yok gibi. Ancak geçmişteki bu deneyimler yüzünden insanlar ateşi hala endişe verici bir semptom olarak görüyorlar. Ateş sadece bir belirtidir, asıl önemli olan altta yatan enfeksiyonun tedavisidir. Bilgi ve farkındalık arttıkça insanlar bu gerçeğe daha çok ikna olacaktır.
Ateşli havale nedir?
Ateşli havaleyi, merkezi sinir sistemi enfeksiyonu olmaksızın, basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu, ishal veya idrar yolu enfeksiyonu sırasında meydana gelen ateşin neden olduğu bir tür nöbet olarak tanımlayabiliriz. Bu durumda çocuk ani bir şekilde titrer, kasılır, bayılır gibi belirtiler görülür.
Basit ateşli havale, genellikle çocukluk döneminde gördüğümüz bir durumdur. Ve çoğu zaman, nedeni açıklayabildiğimiz bir üst solunum yolu enfeksiyonu, ishal veya idrar yolu enfeksiyonudur. Ateşli havale özellikle 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklarda daha sık ortaya çıkar.
Basit ateşli havalelerin çocuğa neredeyse hiçbir zararı yoktur
Yapılan araştırmalar, bu tür nöbetlerin genellikle kendiliğinden geçtiğini ve çocukların çoğunun bu nöbetlerden kaynaklı herhangi bir kalıcı zarar almadığını göstermektedir. Bu tür nöbetler çoğu zaman kısa sürer ve çocuğun normal sağlık durumunu etkilemez.
Ateşli havaleler 5 yaşından sonra genellikle ortaya çıkmaz, bu nedenle ailelerin çocuklarına dair bu tür endişelerinin büyük ölçüde azalması gerekmektedir. Ancak yine de çocuğunuzda herhangi bir nöbet durumu yaşanırsa, mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.
Ateş düşürücü ilaçlar ateşli havaleyi önler mi?
Ateşli havaleyi, genellikle ateşin hızla yükselmesi ya da düşmesi tetiklemez. Çocuklarda ateşli havale riski, daha çok bireysel yatkınlığa bağlı olarak ortaya çıkar. Yani ateşi düşürmek, ateşli havale riskini ortadan kaldırmaz. Ateşli havale riski, sadece ateşin derecesine bağlı olarak değil, genetik yatkınlık gibi faktörlere de bağlıdır. Zaman zaman hastalarımız 37 C ateş ve nöbet geçirerek acile gelirler. Fakat acile girişten bir süre sonra, ateşleri 39,5’e çıkar. Yani aslında ateşli bir hastalık sırasında o anda ateşin yüksek olması da gerekmiyor. Ateş yükselmeye başladığı anda da çocuk ateşli havale geçirebiliyor.
Ateş düşürücü ilaçlar, ateşin yarattığı rahatsızlığı hafifletebilir ve çocuğun daha konforlu hissetmesine yardımcı olabilir. Ancak ateş düşürücü ilaçlar, ateşin nedenini ortadan kaldırmazlar ve ateşli havale riskini değiştirmezler. Yapılan birçok çalışma, ateş düşürücü vermenin ateşli havaleyi önlemediğini gösteriyor.
Bu nedenle, eğer çocuğun ateşi yükseldiyse ve ateşli havale geçirme eğilimi varsa, genel sağlık durumunu takip etmek ve gerektiğinde bir sağlık profesyonelinin görüşünü almak daha uygun olacaktır. Ateş düşürücü ilaçları kullanırken de mutlaka önerilen dozlara ve talimatlara uyulmalıdır.
Ateş düşürücü vermenin zararları
Evet, ateş düşürücü ilaçların kullanımının yan etkileri ve zararları da vardır. Ateş, vücudun enfeksiyonlarla mücadele eden bir savunma mekanizmasıdır. Ateş düşürücü ilaçlar ateşi düşürdüğü için vücudun enfeksiyonla mücadelesi zayıflar. Böylece enfeksiyon daha uzun sürer veya daha ağır seyreder.
Ayrıca, ateş düşürücü ilaçların fazla kullanımı veya doz aşımı ile karaciğer ve böbrek fonksiyonları zarar görebilir. Özellikle çocuklarda doz hesaplamasını yanlış yaparsak ciddi sağlık sorunları ortaya çıkar. Ateş düşürücü ilaçlar ile bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu nedenle, ateş düşürücü ilaçları kontrollü ve gereken durumlarda kullanmak önemlidir. Benim önerim 5 yaş altı koltuk altı 38,5 5 yaş üstü 39’a kadar ilaç vermeyin. Ayrıca, ateşli bir durumda doktor tavsiyesi almadan ilaç kullanmaktan kaçının.
Eğer bir ürünün reklamı yapılıyorsa, dikkat!! Bunu görmek istiyorsanız, geçmiş yıllara bakmak faydalı olabilir. Mesela, aspirinin ilk icat edildiği yıllarda bolca aspirin reklamı görebilirsiniz. Bir ürünün reklamı yapılıyorsa ve bundan gelir elde ediliyorsa, biraz dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.
Bazı Aspirin Reklamları
1960 Bayer aspirin ad with instant flaking action
Bayer Aspirin for Children Commercial 1963
Bayer Aspirin Commercial (1973)
Sağlıklı günler diliyorum
Uzm. Dr. Anıl Yeşildal
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
#beylikdüzüçocukdoktoru
#avcılarçocukdoktoru
#bahçeşehirçocukdoktoru
#büyükçekmeceçocukdoktoru